(Savaşçıların) uzuvları parçalanıyor.
Savaşın renginde dans ediyorlar.
Gökte ('Divan'da) tanrılar görür.
Savaşma havasında dans eden savaşçılar, uzuvları kırılarak yere düştüler ve hem tanrılar hem de iblisler onları görünce “bravo, bravo” dediler.469.
ASTA STANZA
Elinde kılıçla gazap dolu (Kalki)
Güzel renkli bir vahşi doğada yaşamak.
Elinde yay ve kirpan tutan (kimseden) korkmaz.
Efendi (Kalki) kılıcını eline almış, öfkeyle dolmuş ve savaş halinde savaş meydanında dolaşmaya başlamış, yayını ve kılıcını korkusuzca ve öfkeyle tutarak savaş alanında tuhaf bir şekilde hareket etmeye başlamıştır.470.
Pek çok silah meydan okurcasına taşındı.
Savaşla ilgilenenler öfkeli.
Ellerinde kılıçla sonuna kadar savaşıyorlar.
Elinde çeşitli silahlarla, öfke ve inatla meydan okuyarak, savaşta rakiplerinin üzerine saldırdı, kılıcını elinde tutarak, savaşa daldı ve geri çekilmedi.471.
(Ordu) korkunç bir düşüş gibi ayağa kalktı.
(O indirgemede) kılıçlar şimşek gibi parlar.
Düşmanlar iki adım bile kıpırdamadı
Hızla koşan bulutların şimşekleri gibi kılıçlar parıldadı, düşman ordusu iki adım bile geri çekilmedi ve öfkeyle yeniden savaş alanına geldi.472.
İnatçı savaşçılar savaş alanında öfkeyle dolaşırlar,
Sanki ocakta kızdırılmış gibi, ateş gibi oldular.
Generaller orduyu topladı
İnatçı savaşçılar, alevleri yanan ocak gibi savaşta öfkeleniyor, ordu dönüp toplanıyor ve büyük bir öfkeyle savaşa dalıyordu.473.
Binlerce kılıç çılgınca parladı.
Düşmanların bedenlerini yılan gibi ısırırlar.
Savaşta kanlar içinde boğulurken böyle gülüyorlar,