Erkekliğiyle düşmanları havaya uçurmuştu.(6)
(Başka) Kralın bakanlarından biri çok kurnazdı,
Konuya ilham veren ama düşmanları suçlayan.(7)
O bakanın ışık gibi aydınlanan bir kızı vardı.
Adı da 'Roshan Dimaagh' (Aydınlanmış Akıl) idi.(8)
Kral iki çocuğunu kabul etti.
Okulda çok uzun süre aylaklık eden kişi.(9)
Roma'nın bilge bir Mevlana'sı (dini rahip) tarafından kabul edildiler.
Zenginlik ve toprakla donatılmış olan.(10)
Orada başka çocuklar da vardı.
Derslerini kitaplardan okuyanlar.(11)
Hepsi koltuklarının altına kitaplarını getirirlerdi.
Sık sık Tohra ve Anjeel hakkında tartışmalar oluyordu.(12)
Yedi dilin öğretilmesi için iki okul kuruldu.
Erkekler için bir tane; diğeri kadınlar için.(13)
Oğlanlara bir Mevlana (erkek bir İslam alimi) tarafından eğitim verildi.
Bilgili bir hanım kızlara talimat verdi.(14)
İki bölüm arasına duvar örüldü.
Erkekler bir tarafta, kızlar ise diğer tarafta tutuldu.(15)
Her iki taraf da yoğun çaba harcadı
Öğrenmek ve karşı tarafa üstünlük sağlamak,(16)
Herkes bütün kitapları okusun
Hem Farsça hem de Arapça yazılmıştır.(17)
Kendi aralarında eğitimi tartıştılar
Zeki ya da mantıksız olmalarına bakılmaksızın.(18)
Kılıç ustalığı eğitimi almak için bayrakları kaldırdılar,
Erginlik çağlarına ulaşır ulaşmaz.(19)
Bahar mevsimi yaklaşırken,
Her iki grupta da Çin sendromu ortaya çıktı.(20)
Çin krallarının kralı gibi arzuları yükseldi,
Özellikle hanımlar güzel ikramlara kavuştular.(21)
Hepsi bahçe gibi çiçek açmış,
Ve bütün arkadaşlar neşe içindeydiler.(22)
O duvarın içinde bir fare yaşardı,
Bu da duvarda deliklerin oluşmasına neden olmuştu.(23)
Onlar aracılığıyla iki (kişi) birbirini gözetlerdi.
Biri evrenin ışığı, diğeri ise Yamanee Göklerinin güneşiydi.(24)
Böylece bu ikisi aşk ilişkisinin tuzağına düştüler.
Ve eğitimlerini ve dünya bilincini ihmal ettiler.(25)
Aşka olan bağlılıkları o kadar yoğundu ki,
İkisi de atlarının üzengilerini idare etme duyularını kaybetmişler.(26)
İkisi de birbirlerine, 'Ey aziz, sen güneş gibisin,' diye sordular.
'Ya sen, evrenin Aydınlatıcısı ve Ay'ı örnek alan sen nasılsın?'(27)
Her ikisi de böyle bir durumdan geçerken,
Hem erkek hem de kadın öğretmenler sordu,(28)
'Ey göklerin lambası ve kainatın Aydınlatıcısı,
'Neden bitkin görünüyorsun?(29)
'Söyleyin bize, sevdiklerimiz, sizi ne üzdü?